Uluborlu lisesi forumu
Forumumuzdan yararlanmak için lütfen üye olunuz

Üye olmak için ;

Aşağıdaki kayıt ol butonunu tıkladıktan sonra,

Üyelik bilgilerinizi doldurunuz, sonra verdiğiniz E-posta adresine Aktivasyon linkiniz gönderilecektir...

Gelen E- posta mesajını açıp aktivasyon linkini tıklayarak üye olabilirsiniz...

İyi vakit geçirmeniz dileğiyle ( Admin/ Kenan Gürağaç)

1500´lerde İngiltere Face

Join the forum, it's quick and easy

Uluborlu lisesi forumu
Forumumuzdan yararlanmak için lütfen üye olunuz

Üye olmak için ;

Aşağıdaki kayıt ol butonunu tıkladıktan sonra,

Üyelik bilgilerinizi doldurunuz, sonra verdiğiniz E-posta adresine Aktivasyon linkiniz gönderilecektir...

Gelen E- posta mesajını açıp aktivasyon linkini tıklayarak üye olabilirsiniz...

İyi vakit geçirmeniz dileğiyle ( Admin/ Kenan Gürağaç)

1500´lerde İngiltere Face
Uluborlu lisesi forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Uluborlu Lisesi Radyo
Uluborlu lisesi on Facebook
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Google Translate
En son konular
» Bilgilendirme
1500´lerde İngiltere EmptyCuma Ekim 14, 2011 7:23 pm tarafından ApoLgo

» kiraz festivali resimleri yok
1500´lerde İngiltere EmptyPaz Tem. 04, 2010 3:01 pm tarafından alevcik

» geldim bnde=)
1500´lerde İngiltere EmptyPerş. Haz. 17, 2010 10:42 pm tarafından Mod-Hedrox

» özgür irademiz yoktur
1500´lerde İngiltere EmptyC.tesi Mayıs 08, 2010 4:39 pm tarafından fgfg

» Yeni Üye Oldm
1500´lerde İngiltere EmptyC.tesi Mart 06, 2010 3:40 pm tarafından ceroks

» Uluborlu kiraz festivali ve yağlı güreşleri resimleri
1500´lerde İngiltere EmptyPtsi Şub. 01, 2010 7:39 pm tarafından jal

» Resim resim Uluborlunun Tarihi kokusu
1500´lerde İngiltere EmptyPtsi Şub. 01, 2010 7:35 pm tarafından jal

» Uluborlunun eşsiz tarihi
1500´lerde İngiltere EmptyPtsi Şub. 01, 2010 7:34 pm tarafından jal

» Felsefe Bölümü
1500´lerde İngiltere EmptyPtsi Şub. 01, 2010 7:22 pm tarafından jal

Galeri


1500´lerde İngiltere Empty
Anket

Forum Sitemizi nasıl buldunuz

1500´lerde İngiltere Vote_lcap75%1500´lerde İngiltere Vote_rcap 75% [ 9 ]
1500´lerde İngiltere Vote_lcap8%1500´lerde İngiltere Vote_rcap 8% [ 1 ]
1500´lerde İngiltere Vote_lcap0%1500´lerde İngiltere Vote_rcap 0% [ 0 ]
1500´lerde İngiltere Vote_lcap8%1500´lerde İngiltere Vote_rcap 8% [ 1 ]
1500´lerde İngiltere Vote_lcap8%1500´lerde İngiltere Vote_rcap 8% [ 1 ]

Toplam Oylar : 12

Sosyal yer imi

Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde Uluborlu lisesi forumu adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde Uluborlu lisesi forumu adresi saklayın ve paylaşın

Istatistikler
Toplam 219 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: ali03

Kullanıcılarımız toplam 750 mesaj attılar bunda 535 konu
Anahtar-kelime


1500´lerde İngiltere

Aşağa gitmek

1500´lerde İngiltere Empty 1500´lerde İngiltere

Mesaj  hesna Salı Mayıs 05, 2009 7:33 pm

Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse eskiden İngiltere’de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün.

1500´lerde İngilterede işler şöyle yapılıyordu:

İnsanların çoğu Haziranda evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.

Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. Ingilizcedeki banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın? (Don´t throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.

Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizcedeki kedi-köpek yağıyor (It´s raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.

Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.

Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı "thresh hold" (saman tutan; Türkçesi "eşik") idi.

Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin menşei budur. Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna yağ çiğnemek
(chew the fat) adı veriliyordu.

Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü. Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında "tabak ağzı" (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.

Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı. Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna "uyanma" nöbeti deniyordu.

Ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir "kemik evi"ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti "graveyard shift" denirdi.

Bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the bell") bazıları da "ölü zilci" (dead ringer) olurdu.

Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye.
hesna
hesna
uzman
uzman

Kadın
Mesaj Sayısı : 112
Yaş : 32
Points : 835
Reputation : 92
Kayıt tarihi : 16/04/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz